Yarış Filmlerinin Toplum Üzerine Etkisi

21.12.2019
617
A+
A-
Yarış Filmlerinin Toplum Üzerine Etkisi

İnsanların modifiye tutkusunu bir ölüm oyununa dönüştürme isteği her geçen gün artarak devam etmektedir.

Bir kaç ay önce modifiye ile ilgili bir yazı kaleme almıştım. ”Otomobil İntiharı: MODİFİKASYON” adı altında bilinçsizce yapılan modifiye  ve sonuçlarında, sürücünün maruz kaldığı büyük tehlikelere dikkat çekmiştim.

Ama görüyorum ki o yazı bazı noktalarda eksik kalmış. Bu gün bu eksiklikleri gidermek adına olayların çocukluğuna inerek sizlere Yarış filmlerinin toplum üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetmek istiyorum.

İnsan Karakteri İtibariyle bir Oyun Hamuru

İnsan çocukluğundan yetişkinlik dönemine kadar, hatta ölene kadar çevresinde gördüğü her şeyi bir fotoğraf makinesi gibi hafızaya alır ve gördüğü şeylerden kendine bir rol çıkarır..    
Zannedildiği gibi küçük çocukların özelliği değildir taklitçilik, büyük küçük herkesin özelliğidir. Yetişkinler bu yazdıklarıma bir anlam veremeye bilir. Çünkü onlara öğretilen bilgiler sadece çocukların çevresel faktörlerden etkilendiğine yönelik kısır bilgilerdir..

Ağaç yaşken eğilir deyimine istinaden konuşmak gerekirse teknolojinin gelişimi ve çevresel faktörler, günümüzde kuru ağaçları bile eğebilmekte, insanların karakterlerini farklı şekillere sokabilmektedir.. 
Yetişkinlerin toplum içersinde büyük taklitçilik yeteneğine sahip olduğunu belki ilk defa duyacaksınız. Ve bu taklitçiliği sizlere çeşitli örnekler sunarak anlatmak istiyorum.

Birey toplum içersinde Var olduğu sürece değişen topluma ayak uydurmak zorundadır. Aksi halde toplum içersinde gereken önemi ve otoriteyi yitirebilir.
 Toplum tarafından dışlanma kaygısı insanları sürekli değişime ve kalıplaşmış karakterlerini bir oyun hamuru gibi hal değiştirmeye zorlamaktadır. Af edersiniz bazı insanlar var bunların en kütüğü bile İstanbul’a geldiğinde birkaç ay içinde cilalı keresteye dönüşebiliyor. Bunun başlıca nedeni toplumsal gelişmişlik yada gelişmişlik rolü yapan bir yığın sahte insan profilidir. Tabi ister istemez İnsan kaç yaşında olursa olsun bu ortama girdiğinde huyu suyu değişiyor. Bu nedenle insan karakteri her yaşta değişime uğraya bilmekte ve oyun hamuru gibi şekilden şekle girebilmektedir. Bu durum için gerekli olan tek şey uygun şartlar ve koşulların bir araya gelmesidir.

SİNEMA SEKTÖRÜ YENİ TRAFİK CANAVARLARI TÜRETTİ

HIZLI VE ÖFKELİ –
HIZLI VE ACEMİ – 
ALKOLLÜ VE CANİ – 
ÖZENMİŞ VE APTAL

Görsel medya insan zihnine bir nakış gibi işliyor kuralsızlıkları. İnsanlar bu kuralsızlıkları bir maharet gibi örnek alıp hayatlarında uygulamaya başlıyor. Ben modifikasyon mevzusunu neden eleştirdim biliyor musunuz ? Hani her şeyin bir gelişim evresi vardır. Çocukluk,gençlik,yaşlılık gibi evreler olduğu gibi modifikasyon hususunda da bazı evreler vardır. Kişiler önce ufak tefek rutuşlarla başlar modifikasyona. Daha sonra motor modifiyesi ve ardında çevreye hava atma evresine geçilir. Buraya kadar her şey normaldir, bazı insanlarda bu evreye kadar kendilerine çüş demeyi biliyor. Çünkü Bunun ötesi tehlikeli ve kural dışılıktır.

Ancak ve ancak bu evreden sonrası için sinsi planlar yapan o kartallı, şahinli halk kahramanları, baba parasıyla modifiye ettikleri arabalarıyla, caddelerde, sokaklarda terör estirmeye başlarlar. Bu insanlar İzledikleri yarış filmlerinde yapılan hareketleri ‘’TRAFİĞE AÇIK ALANLARDA’’yaparak kendilerini ve masum insanların canını tehlikeye atmaktadırlar.

İzlediğiniz her yarış filmi trafiğe kapalı alanlarda uzman sürücüler  ile çekilmiştir. Gel gör ki bizim apaçi dediğimiz Şahinli Halk Kahramanları son zamanlarda kendi tabirleriyle  ‘’YANCILIK’’ adı altında  Drift yarışlarını sokaklarda sergilemeye başladılar.

Özellikle otoyollarda hatalı solama yaparak bu yaptıkları hatayı da ‘’MAKAS ATMAK’’ şeklinde yorumlayan, kuralsızlığı kendilerine bir hayat felsefesi olarak addetmiş kimseler vardır.Ve şuan bu kimseler ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmaktadırlar.

Yaptıkları işin ne kadar tehlikeli olduğunun farkında olmayan bu kişiler Son dönemde ‘’MAKAS VE YANLAMA’’ terimlerini birleştirerek iyice zıvanadan çıkmışlardır.

Bakınız Ortalama 80 km hızla giden bir aracın ani direksiyon manevralarıyla dengesinin bozulması kontrollü olarak kaydırılmak istenmesi ve el freni kullanılarak aracın arka ekseninin kaydırılması ciddi bir sürücülük potansiyelini beraberinde getirmektedir. Şayet kendini usta şoför olarak tanıtan bazı trafik canavarları hayatlarında ilk kez gerçekleştirdikleri bu eylemlerinde araç üzerinde hakimiyet kuramamaktadırlar. Bu işin sonucu olarak aracın takla atması, diğer sürücülere zarar vermesi kaçınılmazdır. Nitekim bu kişilerin kullandıkları araçlarda ESP,ABS, gibi ek güvenlik sistemleri de bulunmamaktadır.

TÜRKİYE’DE SOKAK YARIŞLARI

Özentide gelinen son noktadır. İzledikleri filmlerden kopya çekerek bu kültürü yaymaya çalışan kimseler sırf adrenalin olsun diye karayollarında, büyük caddelerde,bulvarlar da yarışlar yapmaktadırlar. Bu yarışlarda dönen bahisler ve ‘’Anahtar Teslim Yarışları’’ bu işin doruk noktası olmuştur. Düşünsenize yarıştığınız kişi kazanırsa Aracınızın anahtarlarını ona bırakıp gidiyorsunuz… Gerçi bizim millet biraz uyanıktır. Anahtarı bırakır 2 gün sonra polise çalıntı ihbarı yapar 🙂 Aracı geri alır. Ama bu yarışlarda dönen bahis gerçekten ürkütücüdür.

Arkadaşlar Hızlı Öfkeli Tokyo Drift’ten özenip ülkemizde kaza yapan sayısız arkadaş vardır. Gerçi Hızlı ve Öfkeli Filminin her serisi daha tehlikeli bir hale gelmekte bizim ülkemizdeki trafik canavarlarına adeta uygulamalı ders vermektedir.

Ben sizlere bu filmlerle ilgili bir hususu arz etmek istiyorum. Yarışlarda başarılı olmak için ciddi motor ve aerodinamik modifiyeler yapmanız gerekmektedir. Ancak bu da beraberinde ciddi maliyetler gerektirir. Babanızın parası bir yere kadar. Ondan sonrası tehlikeli yerlere varmaktadır. Hiç dikkat ettiniz mi Yarış filmlerinde Ana tema YARIŞLARDIR. Ama yarışlarla birlikte bir de suç olgusu bireylere empoze edilmektedir. Süper modifiyeli araçlar bir bankaya yanaşır Hırsızlık yapar ve kaçar. Ondan sonra Soluksuz izleyeceğiniz bir polis kovalamacası ve ardından kayıplara karışan hırsızlar. Bu işlenen genel temadır. Ancak Şu

Renault’un bir reklamı var ya hani ‘’IŞIKLARI SÖNDÜRÜN,MÜZİĞİ KAPATIN‘’EFEKLERİ KALDIRIN’’ evet işte aynen bunları yapın ve gördüklerinizin gerçek hayattaki karşılığını duymaya hazır olun.

Görüldüğü üzere filmler bu şekilde. Ama Gerçek Hayatta Amerika da sokak yarışlarının organize edilmesinde;

Mali kaynak olarak: uyuşturucu , fuhuş , Bahis 3’lüsü ön plana çıkıyor.

Genelde  yapılan yarış türü DRAG yarışlarıdır. Düz bir yolda 2 arabanın kapışmasıyla  gerçekleşir.

İzleyici ve sürücü profilleri : Genelde hayat kadınları, çoğu sabıkalı toplumdan dışlanmış bireyler, Piskopat diye tabir ettiğimiz topluma ayak uyduramayan kişiler, İstisna olarak ta  Adrenalin arayan zengin züppe çocukları bu yarış ortamının genel profilini oluşturmaktadır.

Amerika bu yarışları önlemek için çok ağır cezalar ve yaptırımlar uygulamaktadır. Nitekim haksızda sayılmazlar. Ülke genelinde kaza oranlarının 3’te 1’ini bu illegal yarış organizasyonları oluşturmaktadır. Ülkemizde de yeni oturtulmaya çalışılan bu illegal yarış kültürü yetkililerce göz ardı edilmekte ve hiçbir önlem alınmamaktadır.

Ben illegal sokak yarışlarına katılan kişilere de sordum aslında. Neden insanların hayatlarını tehlikeye atarak bu tür yarış organizasyonlarında bulunuyorsunuz ?  Tabi böyle demedim 🙂 sizde biliyorsunuz ki bu kelimeden sonra dayak yeme ihtimalimin yüksek olması nedeniyle farklı bir üslup kullanarak bu kişilere sordum. Ve aldığım ortak cevaplar şu yöndeydi;             

‘’KOÇUM PİST VARDA BİZ Mİ GİTMİYOZ’’

Tamam anlıyorum da ağabeycim sen FELİPE MASSA MISIN ? YADA FERNANDO ALONSO MUSUN Kİ SANA izin versinler sende pistte at koştur ?

Belli bir ileri sürüş tekniği öğretilmeksizin hususi arabanızla bile boş piste çıksanız yine araca ve kendinize zarar verebilirsiniz. Kaldı ki ben o pistte yarışacağım diyorsunuz…
VE YAZIMI BURADA SONLANDIRIYORUM OKUYUP VE ELEŞTİREN HERKESE ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM

Motorlu Araçlar Teknolojisi (Öğrenci)
MUHAMMED YASİR YAMAN
e-posta: muhammedyasiryaman@gmail.com